5 Nisan 2011 Salı

SİCİLYA'NIN KAN PORTAKALLARI


Akdeniz'in göbeğinde 'çizme'nin ucundaki bu açık hava müzesi gibi adadan Yunan'lılardan Araplara, Romalılardan, Katalan'lara kadar pek çok medeniyet geçmiş. Bu adanın doğusundaki Etna Yanardağı'na bakan yamaçlarda ise bölgeye özgü kan portakalları yetişiyor. Bu dağ bölgedeki iklimi tümüyle etkiler.

Bu portakallarda tüm narenciyelerdeki karotene ilaveten 'antokyanin' adlı kırmızı pigmentler bulunuyor. Genetiğin yanı sıra bu portakallar bu özelliklerini yetiştikleri çevredeki iklim şartlarına borçlu. Olgunlaşma dönemlerinde soğuk, yaz ve sonbahardaki evrelerinde ise ılık hava istiyorlar. Ancak Akdeniz'de narenciye ekimi yapılabilecek sıcaklıktaki bölgelerin gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farklarının yüksek olduğu kuru iklimli kısımlarda yetişebiliyorlar. Düşük ısılar kırmızı renk oluşumunu arttırdığından kuzeye bakan yamaçlarda daha kırmızı türler yetişiyor. Oldukça sınırlı bir alanda yetiştiğinden bu portakalların kökenleri Avrupa Birliği tarafından korumaya alınmış.


Pazarcılardan öğrendiğim kadarıyla bizim ülkede Mersin ve Antalya'da az miktarda bir üretim var.

Morumsu bir kırmızısı olan en koyu renkli olan türleri MORO olarak adlandırılıyor. Orta kalınlıkta bir kabuğu, küremsi, ovalimsi bir şekli, çekirdeksiz bir eti var. Asitliği ve antokyanin oranı en yüksek olan tür.

İspanya'da rastlanan türü SANGUINELLO COMUNE'nin kırmızı gölgeli canlı bir rengi var. Asitlik ve antokyanin oranı düşük, tatlı bir tadı var.

TAROCCO ise kan portakalları arasındaki en ünlü tür. Çok lezzetli. Ovalimsi bir şekli ve tepesinde ağzı var. Çekirdeksiz bir ete ve orta kalınlıkta bir kabuğa sahip. İçerdiği C vitamini oranı diğer tüm narenciyelerden yüksek. (100 cl. de 90 mg.'a kadar çıkabiliyor.) Aralık ortasında olgunlaşma başlayıp Nisan başında sezonları bitiyor. Orta derecede asitliği ve antokyanin düzeyi var. Suyunun rengi yakut kırmızısı.


Ağız sulandıran bu tatlı-ekşi portakallarda herhangi bir portakala göre daha katmanlı, kompleks bir lezzet var. Narenciyelerle ilgili pek çok tarifte yalnızca tek bir narenciye türü kullanmak yerine onu başka bir narenciye türü ile desteklemenin daha zengin ve yuvarlak bir tat yarattığını düşünüyorum. Böyle düşünen yalnızca ben de değilim. Örneğin limonata yaparken  2 kilo limonun yanı sıra bir adet de portakal kullanılır. Portakal marmeladı  yaparken tencereyi ocaktan almadan önce biraz limon suyu eklerler. Japon narenciyesi 'Yuzu'nun özel tadının portakal, greyfurt ve limon karışımını andırdığı söylenir. Limonlu tart yaparken limonun o keskin tadını bir parça portakalla yuvarlatabilirsiniz. Kan portakalları ise bu dengeyi kendi içlerinde taşıyorlar. Portakal, limon ve greyfurttaki tek boyutluluğa daha kısıtlı bir alanda yetişen kan portakallarında bir parça derinlik ve ahududu notaları eşlik ediyor.




Kan Portakallı Kek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder