27 Haziran 2011 Pazartesi

İPEK YOLU YOLCUSU: DUT


5000 yıl kadar önce Çin'de ipek böcekleri yetiştirilirken bundan dünyanın geri kalanının haberi yoktu. Zamanla yük hayvanları evcilleştirildi. Ne zaman ki Çin'deki Han Hanedanı M.Ö. 200'lü yıllarda ipeği başka coğrafyalara taşıyıp pazarlamaya başladı, insanlar ipekle tanıştı. İhracat, ithalatla ve de İpek yoluyla. Bu eşsiz dokumalar, değerli taşlar, objeler, batının bihaber olduğu baharat çeşitleri yüzlerce yıl boyunca bu yol üzerinden el değiştirdi. O zamanlara kadar görülmemiş bir kültür ve ticaret ağı kurularak medeniyetler gelişti. 

İpek yolunun kurucuları olan Han Hanedanı M.S. 3. yüzyılda yıkılırken ardında 1000 yıl kadar daha sürecek bir sosyal hareket başlatmıştı. Yıkılması boşluklar doğurdu. Antik çağın bilinen son büyük alimi Kudüs'lü Procopius'a göre Bizanslı iki Hristiyan rahip Çin'den ipek böceği larvaları çaldı ve Konstantinopol'a getirdi. Anlaşılan o ki, bu böceklerin en sevdiği yiyecek olan dut ağacı yapraklarını da unutmamışlar. Bu sayede tüm Akdeniz M.S. 5. yüzyıl dolaylarında dutla tanıştı. Kolayca ve hızlı büyüyen bu ağaçlar her yere dağıldı. Yunanistan'ın Mora yarım adasına ismini verecek kadar sevildi. İpek böcekleri bu ağacın yapraklarını kemirip en nadide kumaşları dokurken insanlar meyvelerinden şerbet, pestil, reçel yaptı.

Vincent van Gogh- Dut Ağacı

Dilimize Farsça toot kelimesinden geçmiş. Mayıs ayında karadutlar, Haziran'da ise beyaz dutlar olgunlaşır. Daha yaygın olan beyaz dut ağaçları öyle yayılmıştır ki, Haziran ayında pazardan, manavdan alıp yediğimiz dut mu fazladır yoksa yerlere dökülenler mi, şaşarım.


Reçel yapmak, kısa süren mevsimlerinde dutları sonraki aylara taşımanın en iyi yollarından biri bence. Kavanozları açtığınızda baharı anımsarsınız. Yemyeşil yaprakları, yeni açan çiçeklerin kokularını, tomurcukların renklerini, yazın gelişinin yarattığı coşkuyu, tatil planlarınızı ve yeni umutlarınızı. Birkaç ay sonra hepsi geçer. Kemikleriniz ısınmıştır. Yeni anılarınız vardır artık. İyi, kötü. Yolunuz Ege'ye düşmüştür belki. Taptaze bir lor peyniri ile beraber hayatı kutlamışsınızdır. Tüm bunları düşünürken bir kavanoz daha açarsınız. 




KARADUT REÇELİ
Malzemeler;
  • 500 gram Karadut
  • 300 gram Toz Şeker
  • 1/4 Limonun suyu
  • 10 gram Reçelyap (Pektin) 
  • 4 yemek kaşığı Su
Yapılışı;
  • Karadutları büyük bir kase içerisine koyduğunuz suda birkaç kez yıkayın. Süzülmeye bırakın.
  • Saplarını ufak bir bıçak yardımıyla tek tek ayıklayın.
  • Şekerin 250 gramı ile harmanlayarak 2-3 saat dinlenmeye bırakın. 
  • Karadut ve şeker karışımını limon suyu ve su ile beraber kalın dipli bir tencereye alın. Pişirmek için orta hararette yanan ateşe koyun. 
  • Kaynayınca altını kısın, kapağını kapatıp 15 dakika ya da meyveler yumuşayıncaya kadar pişirin. (Meyvelerin olgunluk durumuna göre bu süre 8-10 dakika daha uzayabilir.)
  • Şekerin 50 gramı ile toz pektini (reçelyap) karıştırın. Bir tahta kaşıkla reçeli karıştırırken bu karışımı reçele yedirin. 
  • 4 dakika daha kaynatın. 
  • Ocağın altını kapatıp reçeli 10 dakika dinlendirin. 
  • Kaynatarak temizlediğiniz kavanoza boşaltın ve kapaklarını kapatıp soğumaya bırakın. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder